witness

1 - The most contentious issue is likely to be a provision encouraging commissioners to facilitate voluntary co-operation by witness to be heard in private.
En tartışmalı konu, komisyon üyelerini gönüllü işbirliğini teşvik etmeye teşvik eden bir hükmün muhtemelen özel olarak dinlenen tanıklar aracılığıyla sağlanması olabilir.

2 - In reference to the current trend of an increasing number of Witness Protection Program participants being "outed", officials often expressed anxiety that participants are increasingly contacting their family and friends and are even having friends visit them; these actions make such participants much more difficult to protect.
Şu anda Tanık Koruma Programı katılımcılarının "ifşa" edilme eğiliminin artması ile ilgili olarak, yetkililer genellikle katılımcıların ailelerine ve arkadaşlarına artan şekilde başvurduklarını ve hatta arkadaşlarının onları ziyaret ettiklerini ifade ederek endişe dile getiriyorlar; bu tür eylemler bu tür katılımcıları korumayı çok daha zor hale getiriyor.

3 - He would have gone to prison, but he managed to buy off the only witness in the case.
Hapishaneye gidecekti, ama davada tek tanığı rüşvetle satın almayı başardı.