vague

1 - Psychological distress, a widely-used indicator of the mental health of a population, nevertheless remains vaguely understood.
Psikolojik sıkıntı, bir nüfusun ruh sağlığının yaygın olarak kullanılan bir göstergesi olmasına rağmen, yine de belirsiz kalmaktadır.

2 - The idea presented by the speaker was only vaguely outlined, leaving the audience with more questions than answers.
Konuşmacı tarafından sunulan fikir sadece belirsiz bir şekilde tasarlanmış ve izleyicileri cevaplardan çok sorularla baş başa bıraktı.

3 - The speaker's comments were only vaguely related to the topic of the discussion, causing confusion among the audience.
Konuşmacının yorumları, konuşmanın konusuyla oldukça ilgisizdi ve izleyiciler arasında kafa karışıklığına neden oldu.