strenuous

1 - Although the colonist resented the new British laws, they tolerated as long as England did not enforce them too strenuously.
Yerleşimciler yeni İngiliz yasalarını hoş karşılamadılar, ancak İngiltere bunları fazla sert bir şekilde uygulamadığı sürece tahammül ettiler.

2 - Astronauts must follow a strenuous exercise program while living in a weightless environment.
Astronotlar, ağırlıksız bir ortamda yaşarken zorlu bir egzersiz programını takip etmek zorundadır.

3 - Parents who value strenuous team sports are more likely to influence their children to join a team or at least participate in some kind of exercise, and spend less time in front of the TV or computer.
Güçlü takım sporlarını değer veren ebeveynler, çocuklarını bir takıma katılmaya veya en azından bir tür egzersiz yapmaya teşvik etme olasılıklarının daha yüksek olacağını ve televizyon veya bilgisayar başında geçirilen sürenin azalacağını belirtmektedir.