spread

Kelime	Tür	Anlam	Eş Anlam
spread	Verb	yayılmak, yayılım ; yayılma
widespread	Adjective		common
spread, widespread
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 1161 örnek cümle bulundu.)
1 - As industrialization has spread around the globe, so the problem of pollution has spread with it. Endüstrileşme dünyaya yayıldıkça, kirlilik sorunu da onunla birlikte yayıldı. 2 - If disease is allowed to spread, it will cause widespread devastation. Eğer hastalık yayılmasına izin verilirse, geniş çapta yıkıma neden olacaktır. 3 - If the widespread use of antibiotics is helping drug-resistant germs spread, will things get even worse if everybody starts using those new antibacterial soaps? Antibiyotiklerin yaygın kullanımı ilaç dirençli mikropların yayılmasına yardımcı oluyorsa, acaba herkes yeni antibakteriyel sabunları kullanmaya başlarsa durum daha da kötüleşir mi? *Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız.