spare

1 - When she has a little spare time she enjoys arranging dried flowers.
Küçük bir boş zamanı olduğunda kurutulmuş çiçekler düzenlemekten keyif alıyor.

2 - Firms that repay debt early are likely to have ample spare cash, which implies that their sales have been better than expected.
Borcu erken ödeyen firmaların muhtemelen bol miktarda boş nakit paraları var demektir, bu da satışlarının beklenenden daha iyi olduğu anlamına gelir.

3 - Since home is where we spend most of our time (our spare time and our sleeping hours), experts recommend to set up in our home a device than can to protect us against the electromagnetic frequencies interfering adversely with the functions of our organs.
Evimizin çoğunu geçirdiğimiz yer olduğu için (boş zamanlarımız ve uyku saatlerimiz), uzmanlar, organlarımızın işlevlerine olumsuz etki eden elektromanyetik frekanslarla savaşmak için evimizde bir cihaz kurmayı önermektedir.