scope

1 - The creation of a single European state, towards which the single currency is a major step, will serve only to further the scope and power of large corporations.
Avrupa'da tek bir devletin yaratılması, tek para biriminin önemli bir adımı olan durum, büyük şirketlerin kapsamını ve gücünü daha da artırmak için hizmet edecektir.

2 - Students are encouraged to devise their own projects wherever possible, and there is considerable scope for topics of relevance to both philosophy and computer science.
Öğrenciler, mümkün olduğunca kendi projelerini geliştirmeye teşvik edilir ve felsefe ile bilgisayar bilimlerine ilgili konular için önemli bir alan bulunmaktadır.

3 - As photographic techniques have become more sophisticated, the scope of their application has expanded enormously.
Fotoğraf teknikleri giderek daha sofistike hale geldikçe, uygulama alanlarının kapsamı büyük ölçüde genişlemiştir.