salvage

1 - The family tried to salvage their belongings after their home was destroyed by a tornado.
Ailenin evleri bir tornado tarafından yıkıldıktan sonra eşyalarını kurtarmaya çalıştı.

2 - A group of local environmentalists is trying to salvage a number of rare plants that are in danger due to the construction of the new highway.
Yerel çevreciler grubu, yeni otoyolun inşaatı nedeniyle tehlikede olan birkaç nadir bitkiyi kurtarmaya çalışıyor.

3 - As torrential rains threatened the harvest, the farmers implemented makeshift solutions to salvage their crops.
Sel suları hasadı tehdit ettiğinde çiftçiler, mahsullerini kurtarmak için acil çözümler uyguladı.