record

1 - In the US, although immunization rates in early childhood are currently at record or near-record high levels, rates remain insufficient in many urban areas.
ABD'de, erken çocukluk dönemindeki aşılama oranları şu anda rekor veya neredeyse rekor düzeyde olsa da, birçok kentsel alanda yetersiz kalmaya devam etmektedir.

2 - 2010 witnessed record breaking heat waves in many places, besides floods in many countries, which made it the wettest year on record.
2010 yılı pek çok yerde rekor kıran sıcak hava dalgalarına sahne olmuş, birçok ülkede sel felaketleri yaşanmış ve bu durum onu kaydedilmiş en yağışlı yıl yapmıştır.

3 - The athlete broke the world record, achieving a record-breaking performance in the competition.
Sporcu, yarışmada rekor kırarak rekor kıran bir performans elde etti.