reciprocate

1 - His actions did not reciprocate the kindness shown to him.
Onun eylemleri, kendisine gösterilen iyiliği karşılık vermedi.

2 - She decided to reciprocate his gesture of kindness by buying him a gift.
O, onun nazik jestini karşılamak için ona bir hediye alarak karşılık verme kararı aldı.

3 - Many birds that form flocks compete through aggressive interaction (mutual or reciprocal action or influence) for priority of access to resources such as food and shelter.
Sürü oluşturan birçok kuş, yiyecek ve barınak gibi kaynaklara erişimde öncelik için agresif etkileşim yoluyla rekabet eder.