put together

1 - Tomorrow, European leaders will once again convene to try to put together a plan to address the region's sovereign debt crisis.
Yarın, Avrupa liderleri bölgenin egemen borç krizine çözüm aramak için yeniden bir araya gelecekler.

2 - To understand the human body it is necessary to understand how its parts are put together and how they function.
İnsan vücudunu anlamak için, parçalarının nasıl bir araya getirildiğini ve nasıl işlev gördüğünü anlamanın gerekliliğidir.

3 - While scientists have built many artificial organs individually, they have never before been put together to create an entire human body.
Bilim insanları birçok yapay organı tek tek inşa ettiler, ancak daha önce hiçbir zaman onları bir araya getirip bütün bir insan vücudu yaratmamışlardır.