put into effect

1 - In Latin America and Eastern Europe, where interventionists' methods in the past were put into effect most austerely, it is governments, not outside economists, that today speak most favorably in support of market economics.
Geçmişte müdahaleci yöntemlerin en auster şekilde uygulandığı Latin Amerika ve Doğu Avrupa'da, bugün pazar ekonomisini destekleyen en olumlu konuşanların, dış ekonomistler değil hükümetler olduğu görülmektedir.

2 - Margaret Thatcher attracted great interest, not only because she was the first woman Prime Minister of England, but also because of the radical policies she put into effect.
Margaret Thatcher, sadece İngiltere'nin ilk kadın Başbakanı olması nedeniyle değil, aynı zamanda uyguladığı radikal politikalar nedeniyle de büyük ilgi çekmiştir.

3 - The Nobel Foundation was established at the beginning of the century to put into effect the wishes expressed by Alfred Nobel in his will.
Nobel Vakfı, Alfred Nobel'in vasiyetinde ifade ettiği dilekleri hayata geçirmek için yüzyılın başında kuruldu.