prosecute

Kelime Tür Anlam Eş Anlam Zıt Anlam Sık Kullanılan
prosecute Verb yürütmek, sürdürmek, ilerletmek, dava açmak, mahkemeye vermek
prosecution Noun sürdürme, devam, takip, kovuşturma, dava, ilerletme  
prosecute, prosecutes, prosecuting, prosecuted, prosecution
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 25 örnek cümle bulundu.)

1 - The criminal justice system is responsible for investigating and prosecuting criminal offenses, and ensuring that justice is served for victims and society as a whole.
Ceza adalet sistemi, suçları araştırmak ve kovuşturmakla sorumludur ve mağdurlar ve toplum adına adaletin sağlanmasını sağlar.

2 - It is essential that a successor government prosecute those members of the previous government who overlooked human rights violations during their term in power.
Önceki hükümet üyeleri tarafından insan hakları ihlallerini göz ardı edenlerin halefi bir hükümetin bu konuda yargılanması gereklidir.

3 - The plaintiff decided to prosecute the defendant for damages caused by the accident.
Davacı, kaza sonucu meydana gelen hasarlar için davalıyı yargılamaya karar verdi.


*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir!

Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız.

İletişim Formu

 

E-bülten Üyeliği

 

*Aylık kelime çalışmaları ve YDS tüyoları, YDS'ye özel soru ve kelime listelerini içeren bültenlerden haberdar olun.

**E-bülten aboneliğinizi iptal etmek için tıklayınız.