override

1 - In developing countries, where nutritional concerns override the risk of HIV transmission, breastfeeding may still be desirable.
Besin kaygılarının HIV bulaşma riskini geçersiz kıldığı gelişmekte olan ülkelerde, emzirme hala tercih edilebilir olabilir.

2 - The report underlines the common perception that well-connected private Chinese companies use personal relationships in the government to override rules.
Rapor, iyi bağlantılı özel Çin şirketlerinin hükümetteki kişisel ilişkileri kullanarak kuralları geçersiz kılmak için kullandığı ortak algısını vurguluyor.

3 - The ability of cognitive control allows humans to override the brain’s impulses, like focusing on one person in the crowd and ignoring distractions.
Bilişsel kontrol yeteneği, insanların beynin dürtülerini geçersiz kılmasına olanak tanır, örneğin kalabalıkta bir kişiye odaklanarak dikkat dağıtıcıları görmezden gelmek.