outcome

1 - The discrepancy between the expected outcome and the actual outcome of the experiment has led the scientists to reevaluate their assumptions.
Deneyin beklenen sonucu ile gerçek sonucu arasındaki fark, bilim insanlarını varsayımlarını tekrar değerlendirmeye yönlendirdi.

2 - The concept of risk aversion refers to the tendency to prefer a certain outcome over an uncertain one, even if the uncertain outcome has a higher expected value.
Riskten kaçınma kavramı, belirsiz bir sonuç yerine kesin bir sonucu tercih etme eğilimini ifade eder, hatta belirsiz sonucun daha yüksek beklenen değere sahip olması durumunda bile.

3 - The election's outcome, a totally unexpected outcome, overturned decades of political tradition, sending shockwaves through the political landscape and reshaping party strategies.
Seçimin sonucu, tamamen beklenmedik bir sonuç olarak, onlarca yıllık siyasi geleneği alt üst ederek siyasi manzarada şok dalgaları yaratarak ve parti stratejilerini yeniden şekillendirerek sonuçlandı.