load

1 - Engineers have to consider many things when they build a bridge: how far it will have to cross, what load it will carry, what size it will be, and how much it will weigh.
Mühendisler bir köprü inşa ederken birçok şeyi göz önünde bulundurmak zorundadır: ne kadar mesafe kadar uzanacağı, ne kadar yük taşıyacağı, ne kadar büyük olacağı ve ne kadar ağırlık taşıyacağı.

2 - Lead poisoning has become so rampant in society that children with any exposure should be treated as soon as possible to prevent the irreversible consequences of a heavy load in blood.
Kurşun zehirlenmesi toplumda o kadar yaygın hale geldi ki, herhangi bir maruziyeti olan çocukları kandaki ağır bir yükün geri dönüşü olmayan sonuçlarından korumak için mümkün olduğunca çabuk tedavi edilmelidir.

3 - I adjusted to the increased work load when my coworker went on vacation.
İş arkadaşım tatile gittiğinde artan iş yüküne uyum sağladım.