keep pace with

1 - Even in a country like India, where there is skilled manpower, it has not been easy to install enough new factories to keep pace with growing demand.
Hindistan gibi yetenekli iş gücünün bulunduğu bir ülkede bile, büyüyen taleple başa çıkabilmek için yeterince yeni fabrika kurmak kolay olmamıştır.

2 - The progress of science is so rapid that few science teachers manage to keep pace with important discoveries and ideas.
Bilimin ilerlemesi o kadar hızlıdır ki birçok fen öğretmeni önemli keşifler ve fikirlerle ayak uydurma konusunda başarılı olamaz.

3 - Globally, the increase in demand tends to keep pace with the increase in population.
Küresel olarak, talepteki artış genellikle nüfus artışıyla aynı hızda ilerler.