Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
falter | Verb | tereddüt etmek, sendelemek, etkinliğini yitirmek | |||
faltering | Adjective | tutuk, kararsız, kekeleme | |||
falteringly | Adverb | sendeleyerek | |||
falter, faltering, falteringly | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 26 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - South Korea's economy, Asia's fourth- largest, grew the least in two years last quarter as a faltering global expansion and Europe's debt crisis hurt exports.
2 - The dollar fell against the Euro for the fourth day in five and dropped against the yen on concern a recovery in the US economy is faltering.
3 - This legislation is designed to stimulate the faltering economy.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |