essence

1 - Science, philosophy, and religion all attempt to distill the essence of reality, the essence of being—albeit from very different points of departure.
Bilim, felsefe ve din hepsi gerçekliğin özünü, varoluşun özünü çıkarmaya çalışır—çok farklı başlangıç noktalarından olsa da.

2 - From his very early beginnings, man has had spiritual and mental needs not found in other animals and which perhaps constitute the essence of humanity.
İnsan, çok erken zamanlarından beri diğer hayvanlarda bulunmayan ruhsal ve zihinsel ihtiyaçlarını hissetmiş ve belki de insanlığın özü oluşturduğunu düşündüğün bir takım ihtiyaçlarının olduğunu görmüştür.

3 - For all their good intentions, journalists have assumed a role that is not only beyond their abilities but also destructive in essence.
Tüm iyi niyetleriyle, gazeteciler yeteneklerinin ötesinde olan ve aslında yıkıcı olan bir rol üstlendiler.