embrace

1 - Toyota is comprised of self-motivating and self-directing employees who embrace the company's ethos.
Toyota, şirket ethos'unu benimseyen kendi kendini motive eden ve yönlendiren çalışanlardan oluşmaktadır.

2 - Archaeologists carefully unearth two skeletons found in an eternal embrace.
Arkeologlar, sonsuz bir kucaklaşmada bulunan iki iskeleti dikkatlice gün yüzüne çıkardılar.

3 - A new, comprehensive metastudy of the role technology plays in higher education urges universities of tomorrow to capitalize on technologies that effectively support student learning, to embrace blended learning environments, and to customize degree programs to serve the needs of students in a digital age.
Yarınların üniversitelerinin teknolojinin yüksek öğrenimde oynadığı rolü kapsamlı bir şekilde inceleyen yeni bir metastudya, öğrenci öğrenimini etkili bir şekilde desteklediği kanıtlanmış teknolojilere yatırım yapmalarını, karma öğrenme ortamlarını benimsemelerini ve dijital çağdaki öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için derece programlarını özelleştirmelerini öneriyor.