embark

1 - Before astronauts embark on a mission to Mars, it is imperative for scientists to know everything they can about the impact of long-term space travel on the human body.
Astronotların Mars'a yapacakları göreve çıkmadan önce, bilim insanlarının uzun süreli uzay seyahatlerinin insan vücudu üzerindeki etkisi hakkında ellerinden gelen her şeyi bilmeleri hayati önem taşır.

2 - Policymakers embark on legislative changes to clamp down on environmental degradation.
Politika yapıcılar, çevresel bozulmaya karşı sıkı önlemler almak için yasal değişikliklere başlıyorlar.

3 - Any child left to its own devices far too long is likely to embark on some dangerous enterprise.
Herhangi bir çocuğa çok uzun süre kendi haline bırakılması, muhtemelen tehlikeli bir girişime kalkışacaktır.