derail

1 - Recent news articles highlight political attempts to derail new science standards because of science content, such as climate change.
Son haberler, iklim değişikliği gibi bilim içerikleri nedeniyle yeni bilim standartlarını engellemeye yönelik siyasi girişimler üzerinde duruyor.

2 - The international community is close to making a deal with Iran that will block its pathways to nuclear weapons provided the U.S. Congress does not derail the best chance in over a decade to limit Iran's nuclear program.
Uluslararası toplum, ABD Kongresinin, İran'ın nükleer programını sınırlamanın on yıldan fazla bir süredir sahip olunan en iyi şansı engellemediği takdirde, nükleer silahlara yönelik yolunu kapatacak bir anlaşma yapmaya yakın.

3 - The argument was irrelevant to the topic at hand, causing the discussion to derail.
Tartışmayı rayından çıkaran elverişsiz bir konudu.