context

1 - Meaningful input which is culturally familiar and which is readily available in the learners' immediate context is used in the process of teaching.
Öğretim sürecinde kültürel olarak tanıdık ve öğrencilerin hemen çevresinde hazır bulunan anlamlı girdi kullanılır.

2 - Few people realize that Antarctica has very little precipitation, so that in the current context of global warming the ice tends to reveal the rubbish that previously was slowly being buried under snow.
Çok az insan, Antarktika'nın çok az yağış aldığını, bu nedenle küresel ısınmanın mevcut bağlamında buzun daha önce yavaşça kar altında gömülmekte olan çöpleri ortaya çıkarma eğiliminde olduğunu fark eder.

3 - In the context of electronic commerce, the cancellation of a contract frequently results from the non-compliance with consumer protection laws.
Elektronik ticaret bağlamında, bir sözleşmenin iptali genellikle tüketici koruma yasalarına uyulmamasından kaynaklanmaktadır.