Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
compel | Verb | zorlamak | to force | ||
compelling | Adjective | zorlayan, zorlayıcı | |||
compel, compelling, compels, compelled | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 202 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - The compelling testimony from the witness compelled the jury to reach a verdict.
2 - Climate change compels farmers to adopt sustainable practices to secure a stable food supply.
3 - The unpredictable nature of global markets compels investors to diversify their portfolios to minimize risk.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |