Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
breathe | Verb | nefes almak, solumak | |||
breath | Noun | efes, soluk, fısıltı, esinti | respiration; air, light breeze | ||
breathtaking | Adjective | nefes kesici | |||
breathe, breath, breathtaking | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 71 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - The air we breathe is often dirty and contaminated with pollutants, particularly in urban areas.
2 - Every time we breathe, we risk inhaling dangerous chemicals that have found their way into the air.
3 - Frogs have their eyes and nose on top of their head, which allows them to breathe and see when most of their body is under water.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |