Kelime | Tür | Anlam | Eş Anlam | Zıt Anlam | Sık Kullanılan |
---|---|---|---|---|---|
blossom | Verb-Noun | çiçek açmak, serpilmek, gelişmek, canlanmak; çiçek | |||
blossom, blossoms, blossomed, blossoming | |||||
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 29 örnek cümle bulundu.) | |||||
1 - She gave him her phone number and their blossoming friendship took place mainly over text message and by phone.
2 - The citys live-music industry is blossoming as arena headliners deem it a required stop and festivals thrive there.
3 - Four-year-olds will show greater interest in the outside world, and their imagination will blossom.
*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir! Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız. |