accompany

Kelime Tür Anlam Eş Anlam Zıt Anlam Sık Kullanılan
accompany Verb eşlik etmek to go along with, to go together with
accompaniment Noun eşlik eden şey, eşlik, refakât  
accompanying Adjective  
accompany, accompanying, acoompanied, accompaniment
Örnek Cümleler (Veri tabanına kayıtlı toplam 45 örnek cümle bulundu.)

1 - The nineteenth century was a period of great change and accompanying social unrest in the British Isles.
On dokuzuncu yüzyıl, Britanya Adaları'nda büyük değişim ve buna eşlik eden sosyal huzursuzluk dönemiydi.

2 - The complications frequently accompanying diabetes, such as impairment of vision and of kidney function, are now thought to result from the lack of continuous control of blood glucose concentrations.
Diyabet gibi sık görülen komplikasyonlar, görme bozukluğu ve böbrek fonksiyon bozukluğu gibi, şimdi kan glikoz konsantrasyonlarının sürekli kontrolünün eksikliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

3 - Heavy narcotics use increases the danger of premature birth with such accompanying problems for the infant as low birthweight, breathing difficulties, low blood sugar (hypoglycemia), and bleeding within the head (intracranial hemorrhage).
Ağır uyuşturucu kullanımı, düşük doğum ağırlığı, solunum güçlükleri, düşük kan şekeri (hipoglisemi) ve kafa içi kanama gibi bebek için eşlik eden sorunların riskini arttırır.


*Cümlelerin Türkçe çevirileri bir yapay zeka uygulaması aracılığıyla elde edilmiştir!

Diğer cümleleri görüntülemek için üye girişi yapınız.

İletişim Formu

 

E-bülten Üyeliği

 

*Aylık kelime çalışmaları ve YDS tüyoları, YDS'ye özel soru ve kelime listelerini içeren bültenlerden haberdar olun.

**E-bülten aboneliğinizi iptal etmek için tıklayınız.